Reading Time: 3 minutes

Bu muhteşem beynimizi iyi öğrenmemiz şart arkadaşlar..Prof. Acar BALTAŞ’IN kitabını ( Akılsız duyguların cezasını kararlar çeker) okuduktan sonra, kendimin ve yakın iletişimde olduğum arkadaşlarımın KARARlarını dört ay süre ile gözlemledim…Çok güzel akıllı iyi insanların özellikle nasıl yanlış kararlar verebildiğini, farkında oldukları halde yanlışlarında devam ettiklerini, kendilerine nasıl yazık ettiklerini şimdi daha iyi anlayabiliyorum..Meselemiz bu güzel insanları uyandırabilmek, yeterli farkındalığa getirebilmek ve kendilerini korumalarını sağlamaya çalışmak, kendi kendilerine yapmaya devam ettikleri haksızlık ve ihmallerinden vaz geçirebilmek….

 

Beynimizin HİSSEDEN bölümü (içgüdüsel, duygusal, hissi, inançlarımız) çok çabuk kararlar veriyor. Bu bölümün görevi; bizi yaşatmak ve korumak olduğundan kısa sürede (saniyelerle) kararlar vermek zorunda…..Ancak asıl sıkıntı da burada; verdiği bu kararı beynimizin DÜŞÜNEN bölümüne gönderiyor, ne için? Sen bu verdiğim karara uygun bana gerekçeler yarat, uydur diye! İşte asıl yanlış burada başlıyor…Sağlıklı bir değerlendirmeden ziyade binbir mazeret üretme merkezi gibi beynimizin bu bölümü kullanılıyor..Bu durum kendi kendimizi genellikle kandırmamıza neden oluyor!….. Doğrusu, düşünen beynimizi kararları vermeden iyi kullanıp, iyi değerlendirme ve muhakeme yaptıktan sonra karar vermemiz ve bu kararı sık sık yola devam ederken de değerlendirerek; ayakları yere basan akıllı işler yapabilmeliyiz..Kendi kendimizi kandırmak marifet değil!….Dikkat edin kazanırsak kendimizden, kaybedersek karşımızdakinden, zardan, yoldan, havadan sudan ne mazaretler uydururuz…ve bunlara da inanırız!!!……

 

O halde ne yapacağız? Küçük büyük her türlü özellikle beynimizin hisseden bölümü ile verdiğimiz hızlı kararları uygulamaya geçirmekte acele etmeyeceğiz, beynimizin düşünen bölümü ile değerlendirme yapmadan karar vermemeye çalışacağız, her iki tarafıda etkili kullanarak, hatta düşünen taraf ağırlıklı, dengeli, sağlıklı karar verme alışkanlığı edineceğiz ve bu durumun farkındalığımızı hiç unutmadan yola devam edeceğiz.. Düşünen aklımızı, iyi faydalı bilgilerle beslemeyi sürekli kılacağız..Her gün verdiğimiz küçük büyük kararlarımızın kaçının iyi ve isabetli olduğunu, bu kararların uygulama sonucuna göre kaç tanesi sizin keyif ve haz aldığınızı ve size hizmet edip etmediğini sürekli takip etmelisiniz ki ne kadar akıllı olduğunuzu anlayabilesiniz..Unutmayın kendinizden ve beyninizden siz sorumlusunuz!..Mutlu veya mutsuzluğunuzdan da…Beyniniz sizin ama ne ve nereye nasıl kullanıyorsunuz, yoksa başkalarının beynini kullanıyor sizin ki hep tatilde veya başkalarına kiraya mı verdiniz?…

 

Lütfen kendinizi mercek altında iyi izleyip, gözlemleyiniz…Topu dışarı atmak marifet değil..Her ne ararsanız arayın önce kendinizde arayın..Samimi olursanız içinizdeki muhteşem cevheri mutlaka bulursunuz..Haydi kendinize hayırlı yolculuklar…(Bu hisseden beyin insanı büyük küçük herşey de intikam almaya yönlendiriyor, dikkat edin, bu tuzağa düşmeyin..Üç günlük hayatta, ömrünü bu işlere harcamaya çalışırken, arızalı hale gelmek kaçınılmazdır.!!!bilginize)”Paranın kulakları yoktur ama duyar, ayakları yoktur ama koşar.” Japon atasözüBu hisseden beyin bize acele acele verdirdiği kararlarla PARAnın kölesi olmamıza neden oluyor farkında mısınız!!!…

 

Siz siz olun PARA ile tüm duygu,, his, inançlarınızı kesinlikle ayrı tutun, babanızın oğlu da olsa kesinlikle….ayırın…Para ile onun kurallarına uygun ve paranıza göre dans edin..Para iile hissi danslar ederseniz vay halinize, sizi maymuna çevirebilir aman dikkat!!!…Hisseden beyin; gereğiden fazla merak içindedir, hayal ve senaryo yazma konusunda bayağı başarılıdır. dikkat!!!…. Verdiği sözü (kararı) çiğneyemeyen biri iseniz, kararlarınız hisseden beyin ağırlıklıysa vay halinize işiniz çok zor!!!..Nerenizle karar veriyorsanız verin ancak; sözünüzü de çoğunlukla çiğneyebiliyorsanız, yalancı pehlivana, devamında da arızaya doğru yol aldığınızı rahatlıkla hatırlatırım, aman dikkat, en çok ta kendinizi, beyninizi yanıltırsınız, şaşkına dönen beynin size neler yaptırabileceğini düşünmek bile istemiyorumm!!

 

Hisseden beyin, şüphe ve korkularınızı besler, büyütür!!..Siz siz olun hisseden tarafınızı düşünen tarafla tartın, dengeleyin, acele etmeyin ondan sonra kararlarınızı verin….Akıl, muhakeme ve sorgulama geri durmayın, iki ayağı yere basan kararlarınızı yine de kontrollü uygulayın..Ayaklardan biri ağırlıklı kararlarla yola devam ediyorsanız; tek tekerlekle gidiyorsunuz, diğer teker patlaktır!!!Bu ise sürdürülebilir bir yolculuk değildir!!!Bu hisseden beyinle işimiz çok..Öncelikle bu tarafı ağırlıklı olanlar; iyi bir avcı olabilirler ama gurur kibir bu insanları en büyük yanlışa da götürebilir!…Avcı çok günümüzde, ayrıca ava gidenin av olma ihtimali yüksektir…Okumak ( sadece hoşumuza giden ve bizi onaylayanları değil, ihtiyacımız ve bizi geliştiren şeyleri de okumak önemli) farkındalığımızı arttırır, bu bizim bakış açımızı değiştirebilir..Her zaman ve her koşulda uygun iletişime açık olmamız vazgeçilmezdir…

 

Düşünen beyin bölümünü etkin kullananlar, pek önemli hata yapmazlar ancak hisseden bölümü yok sayarlarsa, zaman onlarında yanıldığını mutlaka gösterecektir…O halde ne yapacağız? İkisini dengeli, düşünen tarafı bir iki adım daha öncelikli….Para ve menfaatleriniz söz konusu ise tamamen düşünen beyninize göre kararlar vermenizi öneririm…Verdiğiniz kararları uygulama yolunda bile değerlendirmeye devam edin, hava, yol ve şartlar sıkıntılı ise kararınızı değiştirin veya tamamen iptal etmekten uzak durmayın,, sıkıntı büyük ise söz verseniz de dönün ..Bu sistemi yaşamınızın temel prensipleri haline getirmelisiniz….Hisseden ve düşünen beyinde ayar karar denge ve uyum ile senkronizasyon sağlanamadığında; yaşam boyu ikilik, kararsızlık ve şaşkınlıklar içinde kalırsınız….Unutmayın hisseden bölüm sizi koruma ve yaşatma için uğraşmaktadır ( veri tabanı öyledir) yok sayamazsınız!!..

 

Ne yapacağız, aklımız karıştı diyorsanız; kendinize zaman, bilgi, akıl, az para vb. şeyleri sürekli ayıracaksınız, kendinizi büyüteceksiniz, KENDİNİzi BİLecek, kendinizi siz yöneteceksiniz…Kendinize görev ve sorumluluklarınız ihmal etmeyeceksiniz..Çok mu zor? Dünyayı yönetmeye çalışyorsunuz, zor değil, iş kendinize gelince ZOR mu??? Tercih sizin..Tercihiniz yanlışsa, ZAMAN size mutlaka öğretir merak etmeyin…Bir çok insan ikinci bir hayatı olmadığını anladığında gerçek hayatını yaşamaya başlarmış diyor düşünür..Çok geç olur, anlayamadan da giden çok derim!!!..En güvendiklerimizi, korku duymadıklarımızı genellikle ihmal ve suiistimal ederiz, nasıl olsa onlardan zarar gelmez, sebebi bu hisseden beyin mi acaba????Bu beyin kendi kendini de imha edebilme özelliğine de sahip!!

 

Aman dikkat beyninize sahip olun!!…

About The Author

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.