Reading Time: 3 minutes
Tarihte insanlığın en büyük korkusunun ‘ölüm’ olduğu görülür. Ölüm korkusu o kadar büyük metafor yaratmıştır ki bazıları bunu meleklerin getirdiğine inanarak bu korkuyu hafifletmeye çalışmıştır. Bu en büyük korkuya deva aramak da her toplumun ileri gelenlerinin önde gelen amacı olmuştur.
Ölümsüzlüğü arayan kral Gılgamış’ın hikayesi, Lokman hekimin ölümsüzlük iksiri, ölümsüzlük vaat eden eski Yunan tanrıları gibi destanlar insanoğlunun bu arayışına heyecan veren mitolojik hikayelerden bazılarıdır. Fakat çağlar boyu ne tanrılar, ne iksirler, ne de şifalı otlar bu gerçeği mağlup etmeyi başaramamış, insanın ölümsüzlük arayışında hayal kırıklığı yaratmıştır. Ölümü yenemeyen insanoğlu zamanla bunu kabullenmeye başlayarak ölümden sonraki hayat üzerine kafa yormuştur. Çünkü ölümle yok olma durumu insan aklının kabul edemeyeceği türden bir acıyı da beraberinde getirmektedir. Ölümü kabullenen insan ise ölümden sonrasına çareler aramaya başlar ve bunu da dinlerin ve ruhçu felsefelerin insanın vücudunda bulunduğunu kabul ettikleri, yaşamın özü saydıkları, sonsuz bir soyut varlık olduğu varsayılan ‘ruh’ ile açıklamıştır. Beden ile insanın ölümü yerine ruh ile yaşamaya devam etme hayali insanlara bir umut ışığı olmuştur. Semavi dinler ile bazı inanışlardaki cennet ve cehennem kavramları ruhun bedenden sonraki yolculuğunda gidecekleri duraklar olarak tasvir edilir. Ölümden sonra yok olma korkusu o kadar ağır basar ki çoğu insan için cehennem korkusu yanında bir hiç olur. Cehennemde ruhu ile azap çekmeyi yok olmaya tercih eder. Ancak ölümden sonraki zahiri dünyalarda yaşananlarla ilgili gerçeğine en ufak bir bilgi gitmemekte kanıt olabilecek bir duruma ise rastlanmamaktadır. Ruhun ölümden sonraki hayatı da kendini tatmin etmeyince yeni bir yol çizen modern çağ insanı ölümsüzlüğü tekrar bulunduğu dünyada aramaya başlamıştır. Sanat eseri üretenler için bu dünyada ölümsüzlük, adının yaşatılması ile sağlanmaktadır. Mona Lisa tablosunu yapan Leonardo Da Vinci[1]BBC Science and Nature, Leonardo da Vinci, Davut heykelinin mimarı Michelangelo Buonarroti[2]BBC History, Michelangelo, Othello’yu yazan William Shakespeare ve daha niceleri Rönesans döneminde[3]Strathern, Paul The Medici: Godfathers of the Renaissance (2003) isimlerini ölümsüzleştiren sanatçılardır.
Yok olma korkusunu metaforlarla hafifleten, mitoloji ile çare arayan, dinlerle yansıtan modern insan için ismini sanat ile yaşatmak da yeterli gelmemiştir. Ardından bıraktığı eserlerin ününü yayması ve bu sayede ismini yaşatması hala kendisinden sonrası için meçhuldür. Ölümsüzlüğü yakalama konusunda hedefe en çok yaklaşan ‘sanat’ dahi insanoğluna tam anlamda bir ölümsüzlük bahşetmemiştir.
20 ve 21.yüzyıllar bilimin, insan hayatında en ileri noktalara ulaştığı dönemler olmuş, bundan yüzyıllarca önce kurulan ütopik hayaller bilim sayesinde insanlığın hizmetine sunulmuştur. İnsanlık bilim ile yaptığı icatları görünce kendine daha da güvenmiş ve ürettiği bilimsel mucizelerle bu güveni daha da perçinlemiştir. Bilimin, özgüveni arttırması ile binyıllardır içinde yaşadığı yok olma korkusuna da bir son verme umudu yakalamış ve bununla ilgili teoriler geliştirmeye başlamıştır.
Yuval Noah Harari’nin Hayvanlardan Tanrılara Sapiens[4]Harari, Yuval N. author. Sapiens : a Brief History of Humankind kitabında ölümsüzlüğe 3 yöntem ile ulaşılabileceğinden bahsedilir. Birincisi biyoloji ve tıp alanındaki ulaşılan seviye ile hücre yenilemesi ve organizma kopyalamasıyla deforme olan organların değiştirilerek bedenin yaşam süresinin uzatılması, ikincisi onarılamayacak şekilde hasar gören organların yerine mekatronik ilerlemelerle robot organ takılması ve insanın yarı organik yarı makine şeklinde cyborg (sibernetik-organik) denilen canlılara dönüştürülmesi, üçüncüsü de insan bilincini kopyalayabilecek seviyede teknolojik hafıza kartlarının geliştirilmesiyle herkesin bilincinin bilgisayar programı gibi kopyalanarak sonsuz yaşamın sağlanması anlatılmaktadır. Bu yöntemlerle ilgili günümüz bilim adamları çalışmalarını sürdürmektedir. Bulunduğumuz aşama şu an için bilinmiyor olsa da 100 yıl içinde bu üç teorinin bir veya daha fazlasının insanlara uygulanması mümkün olacağı öngörülmektedir.
Bu seviyeye ulaştıktan sonra ise asıl soru geliyor: İnsanoğlu çağlar boyu özendiği tanrılar gibi ölümsüz olduğunda, mütevazı mı yoksa onlar gibi zalim mi olacak.

About The Author

References

References
1 BBC Science and Nature, Leonardo da Vinci
2 BBC History, Michelangelo
3 Strathern, Paul The Medici: Godfathers of the Renaissance (2003)
4 Harari, Yuval N. author. Sapiens : a Brief History of Humankind

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.