Reading Time: 2 minutes

Lider, yaratıcılığı ödüllendiren ve yenilikçi fikirleri teşvik eden kişidir. Günümüzde birçok lider, yaratıcı düşüncelerin en alt kademeden başlayarak kendilerine ulaşması için iletişim kanallarını açık tutmaktadır.
Sonunda ise başarılı fikirlere ödül verilerek, çalışanlar teşvik edilir. Aşırı bürokratik ya da çok kademeli yapılarda personelin lidere ulaşması çok zordur. Bu sorunu çözmek için liderler yaratıcı düşüncelerin direkt kendilerine yazılmasını isterler. Böylece çok önemli fikirlerin en tepeye kadar ulaşması mümkün olmaktadır.
Astların yönetim kademesinden korktuğu ve düşüncelerini söylemekten çekindiği yerlerde özgür düşünce ve yaratıcılık asla gelişmez. Ceza ve hakaret korkusuyla amirlerin düşüncesini kabul etme eğilimi vardır. Oysa lider yöneticilerden farklı olarak özgür düşünce ortamının gelişmesi için, insanlara işle ilgili önce özerklik verir ve sonra herkesin yaratıcılığını ortaya çıkarabileceği bir düzen kurar. Kurumsal olmayan yerlerde ise bu durum tam tersinedir.Çalışmak ve işi sonuçlandırmak için çoğu zaman mucize gerekir. Yönetim kadroları ise sessiz sakin odalarında oturup keyif yapmaktadır. Bir saray soylusunun halkın sorunlarına duyarsızca dediği gibi, “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.” Tıpkı bu düşünceye benzer şekilde personel oturacak bir masa ve iş bulmuştur. Başka bir talebi olmamalıdır. Yönetimin genel söylemi ise şöyledir: “Dışarıda milyonlarca işsiz insan varken bu personel hiçbir şeyi beğenmiyor, çalışacaklar, hem de her koşulda...” Sonuç olarak birlikte böyle bir yöneticiniz varsa özgür düşünce ne size ne de işinize bir yarar sağlamayacaktır.” Yönetici başkaları tarafından konulan hedefleri yakalamaya çalışan kişidir.”
Sorunlar karşısında gerekli iyileştirmeleri (çoğu zaman yetki azlığından) yapamadığı için statik bir yapıya sahiptir. Lider ise hedefleri sade ve herkesin anlayabileceği bir şekilde kendisi belirlemektedir. Başarılı sonuçlar elde edebilmenin en önemli yolu, dikkati bir noktada toplamaktır. Ancak bugün,verimliliği artırıcı ilkeler arasında dikkati yoğunlaştırma ilkesi sürekli olarak çiğnenmektedir. Onun yerine, her şeyden biraz yapalım ilkesi uygulanmaktadır.
Lider bu hataya düşmemek için tüm birimlerin çalışmalarını hedefe yönelik olarak yukarıdan aşağıya doğru organize etmelidir. Böylece personeline mevcut işlerin ne aşamada olduğunu ve hedeflere ulaşmak için neler yapmaları gerektiğini daha net bir şekilde anlatmış olacaktır.
İletişim, en az iki kişinin birbiriyle kurduğu mesaj alışverişi olarak tanımlanır. Yönetimde iletişim ise, şirket içi ve dışına yönelik olarak gerçekleştirilen davranışların bütünüdür. Örneğin, personel ile iletişim, verilen görevlerin net ve anlaşılır olması, işin belli aşamalarında geri beslemenin yapılması gibi konuları içerir. İletişim yöntemleri karşılaştırıldığında lider ve yönetici birbirine benzer gibi gözükse de liderin tartışılmaz bir üstünlüğü vardır. Lider iletişim yeteneğini her platformda ön plana çıkarır. Liderin iletişim kurma yeteneği yöneticilerden çok daha gelişmiştir.

İletişim becerisi olmayan yöneticilerin ortak kaderi şudur:

‘Kimse kendilerini sevmez.’

Onların olduğu yerde
Ø Huzursuzluk ve mutsuzluk hakimdir.
Ø Personel, sorunlarını anlatmaya cesaret edemez.
Ø Kimse işini severek yapmaz.
Ø Ortam daima gergindir, her zaman azarlanma korkusu yaşanır.
Ø Hatalara karşı tahammül yoktur, insanlar ya hakarete uğrar ya da cezalandırılır.
Ø İletişim kanalları da kapalıdır.
Ø Emretme, yönetme: “Yapman gerekir, yapacaksın, yapmak zorundasın.” “Korku ya da aktif direnç yaratabilir. İsyankar davranışa yol açabilir. Söylenenlerin tersini denemeye yol açabilir.
Ø Uyarma tehdit etme ( gözdağı verme ): “Yapmazsan ….olur, yapacaksın yoksa….” Korku ve boyun eğme yaratabilir. Gücenme kızgınlık isyankarlığa yol açabilir.
Ø Ahlak dersi verme, vaaz etme: “Yapmalıydın, senin sorumluluğun, şöyle yapmak gerekir.” Zorunluluk yada suçluluk duyguları yaratır. Kendini daha şiddetle savunmasına yol açabilir.
Ø Öğüt verme, çözüm getirme, fikir verme: “Ben olsam…,neden yapmıyorsun? Bence…. Sana şunu önereceğim. İnsanın kendi sorunlarını çözmekten aciz olduğunu ima eder. Sorunu düşünüp değişik çözümler bulup denemesine engel olur.
Ø Mantık yoluyla inandırma tartışma: ” İşte bu nedenle hatalısın, olaylar gösteriyor ki.” Savunucu tutumu ve karşı koymayı kışkırtır. Azarlanma korkusuyla iletişimi kesmesine neden olabilir.
Ø Yargılama, eleştiri, suçlama: “ Olgunca düşünmüyorsun, sen zaten tembelsin. Yetersizlik, aptallık, yanlış değerlendirilme anlamı taşır.

İletişim yeteneği zayıf yöneticilerin mahiyetinde olanlar az önce sıralanan hususların bilincinde olarak hareket etmeli ve buna göre strateji geliştirebilmelidir.

Okuyucularımı sevgi ve saygıyla selamlıyor esenlikler diliyorum.

About The Author

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.