Reading Time: 2 minutes

Sevdiğim bir kitabın, altını çizdiğim satırıydın. Anlamın içime işlemiş, iklimlerimi değiştirmişti. Okuduktan sonra birkaç defa tekrarlamıştım seni. Birkaç defa. Büyük cümle demiştim, büyük cümle. Büyük adamlar büyük laflar eder demiştim kendime. Tekrarladıkça kanıksadığım, ezber ettiğim, derinleştirdiğim, içselleştirdiğim bir cümleydin. Altını çizdim önce, sonra seni çizmiştim içime. Okudum durdum seni. Anlamaktı gayem.

 

Anlamak mı?

Kimi?

 

Sevdiğim bir kentin en sevdiğim sokağıydın. Dingin uzanıp giden. Yo,  yalan. Çok da dingin değildin kabul. Çukurları da olan bir sokaktın, taşları da. Ama seviyordum taşlarını. Çukurlarını. Büyük  ağaçların vardı, yola düşen dalların. Öyle coşkulu bir sokaktın. Çocukluğumun geçtiği bir sokak gibi, bana beni anımsatırdın. Severdim sende dolaşmayı, dalaşmayı kendimle taşlarına takıldığımda. Uzayıp giden, uzayıp gittikçe kendime varacağımı umduğum tanıdık, bildik, samimi, ev gibi bir sokaktın. Uzayıp gittim bende yollarında, sonunda varmayı umarak.

 

Varmayı mı?

Nereye?

 

Sevdiğim bir mekanda, içtiğim bir kahveydin. Kokun gelirdi ilkin. Sonra aroman değerdi dudaklarıma. Lezzetin yayılırdı damağıma. Bir yudum alır, sonra dalardım uzaklara.

 

Uzaklara mı?

Neden ?

 

Dalar giderdim işte. Yakınlara bakmaktan korkmakta olabilir benimki. Uzakta bir şeyi arzulamakta. Keyifti bu. Koklardım seni. Aradığım tanıdık bir koku.

 

Koku mu?

Kimin?

 

Sevdiğim bir soruydun sen?  Bana soruları sevdiren. Kendime sormaktan hiç sıkılmadığım. Defalarca başka cevaplar bulduğum. Cevapların arasında en beğendiklerimi not aldığım. Bana cevaplar arattıran.  Hep sordum durdum. Şimdi de  soruyorum?

 

Soruyor  muyum?

Kime?

 

Kaçındığım bir acıydın sen. Gel gitleriyle canımı yakan. Kanatan. Sızlatan. Derin buhranlar yaratan. Kekremsi, bulanıktın. Ama tanıdıktı buhranların. Yolların bildik. Sızılarla daldığımda sokaklarına, karşılaşmıştım. Tanımıştım.

 

Karşılaşma mı ?

Kiminle?

 

Coşkulu bir kahkahaydın. Kendimi frenlemeden salıverdiğim. Katılarak güldüğüm. İçime sindirdiğim. Bittiğinde kendimi yorgun hissettiğim.

 

Yorgun mu ?

Neden?

İnsan benzerlerini sever bilirsin. Bu yüzden bitmedi seninle yarenliğimiz. Ben sende kendimle savaştım biraz, sevdim kendimden parçalarını. Bu yüzden yaban değil, el değil, benden bir parçaydın. Aradın durdun sende. Bulmak istedik bel ki?

Bulmak mı? Neyi?

Sende beni, bende seni.

About The Author

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.