Yapay Zeka Şakşakcılığı

0
Reading Time: 3 minutes

Hiç dikkatinizi çekti mi? Bilmiyorum. Artık birkaç yazı okuyup, seminerlere katılan herkes hemen “Yapay zekâ uzmanı” oluveriyor.

Son birkaç yıldır herkes yapay zekâ hakkında bir şeyler öğrenmek istiyor, şirketler yatırım yapmak için danışmanlık hizmeti istiyor vs. örnekler saymakla bitecek gibi değil. Bu kadar kapsamlı bir alanı nasıl bu kadar basite indirgeyebildik bilemiyorum ama bir elektrik-elektronik mühendisliği öğrencisinin mailini hatırlıyorum: “Aysuda hanım, bu yapay zekâ işlerinde çok para olacak diyorlar, tavsiyeniz var mıdır?”

“Bir şeyin uzmanı olmak” o alanda birkaç kitap okuyup, alakalı seminerlere gidip tweetler atmak gibi herkesin yapabileceği basit şeylerle malesef mümkün değil. Aslında şu an Türkiye’de resmi olarak “Yapay zekâ uzmanı” olmak da mümkün değil. Ankara’da yeni açılacak olan bir üniversitenin “Yazılım ve Yapay Zekâ Mühendisliği” bölümü olacağı söylenmişti ama o üniversite eğitim hayatına başlamadan kapandı. Yani yapay zekâ gibi çok kapsamlı bir alana, Türkiye üniversitelerindeki eğitim açısından bakarsak şu an yüzeysel olarak işlenen derslerden ibaret diyebiliriz.

Bir alanda uzmanlaşmanın adımlarını hepimiz biliriz değil mi? Önce üniversitede bölümün lisansı okunur, ardından yüksek lisans ve doktora programıyla da akademik ilerlemenin adımları atılır.

Peki bu akademik ilerlemelerin amacı nedir?

Lisans eğitiminden sonra yapılan yüksek lisans, “master yapmak” olarak bilinir. Yüksek lisans, kişinin eğitim aldığı branşta uzmanlaşması ve bu durumu bilimsel bir makaleyle (tezle) ispat etmesidir. Yüksek lisans eğitiminden sonra yapılan doktora programı ise daha kapsamlıdır. Bu programda amaç, öğrenciye bağımsız araştırma yapma, bilimsel olayları geniş ve derin bir bakış açısı ile irdeleyerek yorum yapma ve yeni sentezlere ulaşmak için gerekli adımları belirleme yeteneği kazandırmaktır. Doktoranın evrensel literatürdeki karşılığı PhD (Doctor of Philosophy) olarak geçer. İsminden de anlaşılabileceği üzere “Yaptığı işin felsefesine hakim kişi” demektir. Yani o alanın sadece pratik kısmını değil, teorik kısmını da bilmek diyebiliriz.

Yüksek lisans (Master), adından da anlaşılabileceği gibi işin “uzmanı” olmak anlamına geliyor. Diğer mezunlara kıyasla, işi daha detaylı ve kapsamlı olarak bilmek demek. Doktora (PhD) ise, bu kapsamı da aşarak işin teorisine hakim olmak ve sahaya bilimsel katkı yapabilecek konuma gelebilmek demek.

Türkiye’de “Yapay zekâ uzmanı” var mı?

Bahsi geçen “Yapay zekâ uzmanı”nın (daha ülkemizde bu alanın örgün bir eğitimi dahi yokken) bu süreçlerin hepsinden başarıyla geçerek, bilim dünyasına somut ve doğruluğu kanıtlanmış bilimsel çalışmalarla katkı sağlayabilmiş olması gerekiyor. Yani kısacası şu an Türkiye’de, Türkiye’de eğitim almış bir YZ uzmanı yok diyebiliriz. Bu bölümler üniversitelerde açılmayacak mı? Elbette açılacak. Hatta o zaman “Yazılım ve yapay zekâ mühendisi”, “Yapay zekâ yüksek mühendisi” gibi bu alanda bilimsel olarak uzmanlaşan kişiler de göreceğiz.

Özellikle mailime ve LinkedIn profilime günde en az 5–10 mesaj yapay zekâyla ilgili gelir oldu. Artık şirketlerin CTO’ları sürekli bu alanla ilgili bilgi toplayıp, sektörde nasıl yer edinebiliriz, nasıl çok para kazanırız konusunun peşindeler. Yazının başlığında “şakşakçılık” kavramını kullanmamın sebebi ise burada yanıt buluyor aslında. “Yapay zekâ uzmanlarımızdan başarılı aksiyonlar alıyoruz siz ne diyorsunuz bu konuda?” diyorlar. Sorsan yapay zekânın ne olduğunu tam bilmez, kategorilerini bile açıklayamaz ama daha ortada elle tutulur bir proje olmadan işin pazarlamasına başlamış, neden bu şakşakçılık? Aksiyonlardan söz etmelerini istiyorum, asla somut bir şey yok. Hep lafta kalan projeler, araştırması devam eden süreçler. Piyasasını çok fazla yükseltmeye çalışan sözde “Yapay zekâ uzmanları” ve maliyetlerini şimdiden düşürmeye çalışan kara kara düşünmeye başlamış şirket yöneticileri. Bir hayli fazlalar!

Yapay zekânın bu kadar konuşulup revaşta olması sevindirici bir şey ama sadece “konuşulup” lafta kalması durumundan da çıkması gerekiyor. Bana soruyorlar; “Siz yapay zekâ uzmanı mısınız?” Hayır diyorum, bir işin uzmanı olmak hele yapay zekâ uzmanı olmak öyle iki kelimeye sığacak kadar basite indirgenebilecek bir kavram değil. Ben, YZ ve derin öğrenme konularına ilgili, bu konuda sürekli araştırmalar yaparak dünyadaki gelişmeleri takip edip, programlama dillerini öğrenen, algoritmaları sindirmeye çalışıp, aklındaki projeleri zamanla sağlam ve gerçek adımlarla hayata geçirmek isteyen bir araştırmacıyım.

Önce meseleyi öğrenip, çok fazla abartmaktan ya da çok fazla küçümsemekten vazgeçerek iyice kavrayıp sindirelim, uçsuz bucaksız bu derya hakkında doğru fikir sahibi olmaya çalışarak, gereksiz şekilcilikten uzak duralım. Sektöre neler katabiliyoruz, somut neler yapabiliyoruz, bu alanda dünyanın neresindeyiz, eğitimini nasıl alırız gibi önemli soruların yanıtlarını düşünelim, arayalım ve adımlarımızı ona göre güçlü atalım.

Ben ilerleyen zamanlarda yapay zekâ konusunda dünya çapında söz sahibi olabileceğimize eminim. Hatta o kadar eminim ki çok yakında üniversitelerimizde “Yazılım ve Yapay Zekâ Mühendisliği” gibi bu sektörle ilgili bölümler göreceğimize ve bu eğitimin yaygınlaşacağına yürekten inanıyorum. Potansiyel kesinlikle mevcut, önemli olan bu potansiyeli doğru eğitimle pekiştirip, geliştirebilmek.


Bırakın sözde “uzman” olup bilimcilik oynamayı da, bilime gerçek bir katkınız olsun.


Yapay zekâ teknolojileri hakkındaki araştırmalarıma katkı sağlayacak nitelikteki anketime katılımlarınızı bekliyorum. Görüşleriniz benim için çok değerli!


https://www.menti.com/d54c7f09

[1]https://www.tekyolbilim.com/yapay-zeka-saksakciligi/

About The Author

References

References
1 https://www.tekyolbilim.com/yapay-zeka-saksakciligi/

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.